EmRe AyDıN FaN CLuP Emre Aydının En Güzel Fanı=) |
|
| emre aydın röportajlar | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
nakşiye
Mesaj Sayısı : 194 Yaş : 30 Nerden : maraş Ruh Hali : Kayıt tarihi : 15/03/09
| Konu: emre aydın röportajlar Çarş. Mart 18, 2009 10:12 am | |
| | |
| | | nakşiye
Mesaj Sayısı : 194 Yaş : 30 Nerden : maraş Ruh Hali : Kayıt tarihi : 15/03/09
| Konu: Geri: emre aydın röportajlar Çarş. Mart 18, 2009 10:15 am | |
| 25 Kasım 2007 - emreaydin.org özel röportajı « : Kasım 25, 2007, 18:38:47 ÖS » * Kuru dallardan yapma mutluluklar'ın bir çok insanın duygularına tercüman oldu. Bazılarının başına yastık basıp ağlamasını da sağladın şarkılarınla. 12 ay gibi kısa bir sürede en iyi tanımlamalarında bir çok kişinin aklına sen geldin. Herşey güzel ama seni rahatsız eden birşeyler yok mu? Bu kadar geniş bir kitleye hitap etmek ürkütücü değil mi ? Ürkmüyorum. Yolun başındayken “doğru bildiğimi yapmalıyım” demiştim,” nereye giderse gitsin o”. Afili Yalnızlık her açıdan başarılı geri dönüşümler sağladı ama hiçbir yere gitmeyedebilirdi. Bundan sonra da gitmeyebilir yapacağım yeni işler. Önemli olan bu değil, iyi işler yapabilmek. İyi elbette öznel bir kavram. Dolayısıyla diyebilirim ki gönül rahatlığıyla; ben hep bana gore iyi olan işler yapacağım. Gerisi benim zevkimin geneli ne kadar yansıttığıyla ve albümün ne kadar pazarlanabildiğiyle ilgili. * Üniversite'de, Cafe'de v.s. gittiğim her yerde şarkılar bangır bangır çalıyor hatta bazıları çok çalıyor diye dinlemiyor. Piyasa oldu, herkes dinliyor, pop bu pop diyenler var. Nedir bu işin ayarı, kötü birşey mi heryerde çalınması şarkıların ? Herkes dinlesin bunda bir sakınca yok.Aslında söz konusu şahıslara sormak lazım “peki sizin farkınız nedir herkesten?” diye. * Hayranların ilgisinden sıkıldığın olmuyor mu? Hayır. * Bir ara bana attığın maili benden gizli bir arkadaşım okumuştu ve tepkisi "Bu adam normal konuşurken de şiir gibi..." demişti. Hep böyle mi emreaydın? Edebiyatçı ve müzisyen kişiliğini bir yana bırakıp tek kale maç yapmak istemez mi? Yoksa içindeki çocukmu tüm bunların kaynağı ? Yok yok öyle değilim ben. Yani durmadan şiir okur gibi konuşan, yazan tiplerden değilim. Hatta içim sıkılır öyle tiplerle konuşunca * Üç korner bir penaltı derken birden büyüyüp tek başına birşeyler yapmaya çalışan koskoca bir adam. Birden lafın gelişiydi tabi, bu süreçte keşkelerin oldu mu? Atamadığın için seni üzen penaltılar ? 6.cadde albümünü düşününce “keşke” dediğim çok şey var mesela. Ama bir taraftan da üzülmemek gerekir diye düşünüyorum, bu bir süreçti. Süreç bitmiyor esasında, on yıl sonra afili için de “keşke” diyeceğim öğeler olmayacağını savunmak saçma olur. Hatta umarım çok eksiği olan bir album olduğunu düşünüyor olurum afili`nin. * Yayınlanan şiirler ve bu şiirlere yazılan yüzlerce beğeni mesajı. Artık bunlar yetmiyor ve insanlar şiir kitabı bekliyor. Ölürmüydün sanki çıkarsaydın şu kitabı. Gelicek gelicek. * 2003 yılından beridir aynı şarkıyı söylüyoruz. Senin şarkını... Üç ayaklı sandalyem ile bir göz kırpıp, afili yalnızlık ile herkesin sevgisini kazandın. Dönersen'i, Git'i, Sen ve Ben'i ve bir çok 6.cadde şarkısını sing your song'tan sonra çıkan albüm sayesinde dinledik. Alınan duyumlara göre sing your song'a kardeşinin ısrarıyla katıldın. doğrumudur bu ? Kardeşin olmasaydı eğer ne değişirdi peki ? Katılmasaydınız... Doğrudur. Katılmasaydık zorlaşırdı her şey tabii. Uğraşmaya devam ederdim ben, idealimdi çünkü ama ne olurdu ne biterdi bilemem elbette. * "Yayınlanan birşeyde samimi olamazsınız, çok zor, bu yüzden programlarda susmaya çalışıyorum" dedin. Hem konuşup, hem samimi olmak mümkün olamaz mı? Öyle demedim. ”Yayınlanmayan bir şeyde bile samimi olmak çok zor” gibi bir şey söyledim. Ana fikri başkaydı yani. Elbette hem konuşup hem de samimi olmak mümkündür. * Tamam, sustum * Seni 6.cadde'den tanıyanlar ile Afili Yalnızlık'tan sonra tanıyanlar arasında bir ayrım var mı? Her programda seni 6.cadde'den tanıyanlara ve o tayfaya teşekkür etmene alınanlar olabilir Hiçbir ayırım yok. Alınmayın öyle her şeye * Belki bir gün özlersin adlı şarkı geçen sene iki yüz elli bin defa indirilmiş ve internet efsanesi haline dönüşmüştü. Hatta bu şarkıya bir de klip çekilmişti. Herkes o klibin akibetini soruyor. O klip çöp oldu. Başka bir klip çektik, iki üç hafta içerisinde yayında olur. * Yeni klipler hangi şarkılara gelecek ? Dayan yalnızlığıma gelecek büyük ihtimalle, gerisi meçhul. * Bir roportajda yeni albüm'ün demolarını hazırladığını söylemişsin. Yeni albümün teması belli mi? Belli. Efkar. * Bu albümde yada daha sonraki albümlerde cover dışında birilerinden şarkı sözü veya beste almayı düşünür müsün? Web sitemizde bir ton şair var misal, ordan bir şarkı sözü çıksa... Konsepte uygun olan ve gerçekten iyi olduğunu düşündüğüm şeyler olursa neden olmasın. * Konserler devam ediyor ve sanırım edecek. 100'den fazla konser verdin. Çalmaktan en çok zevk aldığın şehir hangisiydi ? Şehir saptaması yapmak yanlış olur. Aynı şehirdeki iki konser de aynı olmuyor neticede. Çalmaktan zevk almadığım konser olmadı eğer ses sistemi iyiyse. * Hayranlar ışıkla kal ve sakın değişme diyor ve seni olduğun heryerde destekliyor, en azından 80bin kişiyi aşan fan sitende öyle. Peki sen onlara nasıl bakıyorsun ? Ekipten görüyorum. Hatta ekibin en önemli kısmı onlar. * Forumda yazılanları okuyor musun? Evet * Sitedeki amatör yazarlar kısmını inceliyor musun? Hoşuna gidenler oluyor mu? Çoğu zaman emreaydin başlığını inceleyecek kadar vaktim oluyor malesef. Ama kurcalamaktan zevk aldığım kısımların en başında geliyor amatör yazarlar kısmı. * Fanlara iletmek istediğini siteye yazıyorsun ama burdan da iletmek istediğin bir not var mı? Son aktif olma zamanıma bakıp girmediğimi sananlar oluyor da giriyorum ben. Okuyorum.Bu arada güzel oluyor yeni albüm Defalarca teşekkürler oradaki herkese. Röportaj: nuwanda | |
| | | nakşiye
Mesaj Sayısı : 194 Yaş : 30 Nerden : maraş Ruh Hali : Kayıt tarihi : 15/03/09
| Konu: Geri: emre aydın röportajlar Çarş. Mart 18, 2009 10:18 am | |
| alnız ama afili değil
İzmirli rock grubu 6. Cadde’nin solisti olarak ‘Sabuha’yı söylerken tanıdık onu. Emre Aydın artık tek başına müzik yapıyor.
Aydın, ilk albümü ‘Afili Yalnızlık’la genç kızların sevgilisi olmanın ötesine geçeceğini kanıtladı. Zaten parçaların bir kısmı dillere dolandı bile.
Son zamanlarda her yerde onun sesi; ‘Belki bir gün özlersin, başka adamlarla başka şehirlerde yürürken’ diyor. Sesi ve şarkıları akla birçok adı getirse de Emre Aydın kimselere, hele de yaşıtlarına benzemiyor, kız istemeye gitse annenin de, babanın da gönlünü çalacak cinsten, efendi bir çocuk. ‘Ben de gençliğimde normal, herkes gibi metalciydim,’ diyor, ‘normal olarak üniversitede Bukowski okudum.’ Ama Edip Can-sever ve Cemal Süreya da okuyor ve şarkılarında bu topraklarda yaşanan aşklardan bahsediyor.
# İzmirli misin?
Antalyalıyım, İzmir’de üniversite okudum, yine orada bar grup-larında falan çaldım.
# 6. Cadde adını nereden almıştı?
Özel bir anlamı yok. ‘Sing a Song’ yarışmasına giderken bir isim gerekiyordu, öyle koyduk. Ankara’da bir caddenin adı galiba.
# 6.Cadde ile yaptığınız ‘Sabuha’ rock’çıların cover’ladığı ilk arabesk parçalardan biri galiba. Niye onu tercih ettiniz?
‘Sing a Song’ yarışmasında MaNga ile finale kaldık. Şarkı dönüyordu, insanlar oy atıyordu, bir de cover yapın, en alakasız şeyi bulup cover’larsa-nız daha iyi olur dendi. Biz de onu seçtik. Sonra ‘Sabuha’ beğenilince o parçayla çıkıldı. Bir albümde tek bir parça cover olabilir ama parçalara çok oynanmasından yana değilim ben.
# Umay Umay’ın ‘Hareket Vakti’ni cover’lamışsın.
Çok seviyorum onun şarkılarını. Yalnızlık teması üzerine düşünürken alt başlıklar belirledim, ‘gitmek’, ‘kalmak’ diye. İlk aklıma gelen o parça oldu o.
# Şiir sevdiğini okudum.
Cemal Süreya, Edip Cansever; ‘Sonrası Kalır’, ikinci cildini çok seviyorum. ‘Bezik Oynayan Kadın-lar’... İkinci Yeni seviyorum zaten.
Dövmesi bile yok
# Daha genç şairleri de okuyor musun? Küçük İskender mesela?
Başarılı buluyorum onu da. Attila İlhan sevdirdi bana şiiri. Varlık gibi dergileri de takip ediyorum. Ama bir adamı beğeniyorum mesela, bakıyorum internetten, vefat etmiş. Orası daha tutucu bir yer galiba. Genç birilerine fırsat vermiyorlar sanki, bilemiyorum.
# Şiir dışında okuyor musun?
Travian okuyorum, iyi zaman geçirmemi sağlayacak şeyleri tercih ediyorum. Üniversitedeyken, normal, Bukowski okudum herkes gibi.
# Gençliğinde Bukowski okuyanlar kendilerini çok önemseyebiliyor.
Ben ondan hoşlanmıyorum işte. Sırf bu yüzden yıllarca Nietzsche okumadım. Sonra okuduğumda çevirisinden memnun olmadığım için okumamış gibi oldum. O halden hiç hoşlanmıyorum ben. Bir danışma kurulu var, ona ait olma hali. Bukowski okunacak, duvarda Nietsche posteri olacak, mümkünse kimsenin bilmediği grupların ismi bilinecek. Başka birkaç şey daha var ama anımsamıyorum şimdi.
# Dövmen var mı?
Yok, dövmem yok. Belki İzmir olduğu için bizim tayfada dövme merakı pek yoktu.
# Türkçe rock yapanların çoğu sanki New York’ta yaşıyorlarmış da Türkçe söz yazıyorlarmış gibiler. Sen de rock’tan besleniyorsun ama şarkıların böyle değil. Bunun sebebi ne sence?
Neticede buralıyım, insan ne kadar etnik müziğini dinlemem dese de -ki zaman zaman severek dinlerim- bir yerden kulağınıza doluyor o müzik. İstanbul’da, sadece rock piyasası için de değil, piyasa şartlarına göre daha alternatif müzik yapan bir güruh var ki onlar iyice elitleşmişler ve genel yargıyla alakaları yok. Ben Antalya’dan sonra Isparta’da da yaşadım, oradan İzmir’e geçtim, bir de biz bilgisayar kuşağından değiliz, 1981’liyim ben. Commodore 64 vardı ben büyürken. Bunun dışında bu aslında sosyolojik bir şey. Sadece Türkiye de değil, üçüncü dünya ülkesiysen, dünyanın varoluş tarihinden beri, isimleri değişse de bazı ülkeler diğerlerine yaptırım uyguluyor. Bu bir paket, içinde kültür emperyalizmi de var. Sadece Türkiye de değil, gelişmekte olan her ülkeye kimliğinden rahatsız olma duygusunu vermeye çalışıyorlar.
# Seninle ilgili ‘genç Teoman’ diyenler var.
O bulunduğumuz kulvarla ilgili bir şey. Esasında lirik olarak, insanların gözünden kaçıyor ama, Feridun Düzağaç’a daha yakın benim yaptığım şey ki; ben demo kaydederken bile birisine benzediğini hissedersem hemen siliyorum. Teoman şu anda ya da genelde daha aktif olduğu için... Bir de genelde kendi sözlerini yazan erkek vokal az olduğu için böyle deniyor.
# Bir de s’leri ş gibi söylüyor deniyor.
O telaffuzumla ilgili bir problem.
# Ama konuşurken öyle değil... Müzikal olarak nerede tanımlıyorsun kendini?
Aslında pop ama bu tehlikeli bir kelime Türkiye’de. Pop denince başka şeyler yapılıyor. O yüzden akustik rock daha uygun bir tanımlama.
# Büyürken ne dinlerdin?
Gençken rock dinledim ama pop da dinlerdim. Şimdi triphop da seviyorum da ondan sonra house, trance falan algılayamıyorum. Rockta da alternatif rock’tan sonrası, o bas sesler falan zorluyor artık.
# Gençken dinler miydin?
Metalciydim gençken. Lise sona kadar bayağı normal, kim daha metalci yarışında koşturmaca halindeydim. Oasis’le başladım başka şeyler dinlemeye; bu da güzelmiş ya diye. Ondan sonra o tarafa gittim, döndüm yani. Ortaokulda ilk grubumla daha gitar çalmayı bilmiyoruz, Sepultura çalmaya çalışırdık.
# Aranjöründen memnnun musun?
Memnunum. Bir dahaki albümde yaylılar daha çok kullanılabilir, çello vesaire... Piyano falan kullanabiliriz.
Müslüm Gürses severim
# Yaylılardan çekinmiyorsun yani?
Çekinmiyorum. Kullanıma bağlı bir şey. Yaylı illa arabesk olacak diye bir şey yok. Bir de şu var, dünyada müzikte bir sürü akım oluyor, sonra akım geçiyor, mesela bugün grunge kalmadı, her akımın çok başarılı bir veya iki örneği kalıyor ama Bob Dylan’ın albümü çıkacağı zaman bekleyen bir sürü insan var. Şarkı kalıyor her zaman.
# Türkiye’den kimleri dinliyorsun?
Teoman, Feridun Düzağaç severim, Vega çok severim, Gripin acayip severim.
# Albüme katkıları da oldu değil mi?
Evet. Duman, Mor ve Ötesi severim. Müslüm Gürses de severim. Şimdi tarz değiştirdi diye çok seviliyor ama biz İzmir’deyken de onun birkaç şarkısını çalardık.
# Ama şimdi ona başka şarkılar söyletiliyor, onun şarkılarını sevmek daha farklı bir şey.
Müslüm Gürses şimdilerde daha farklı bir kesimin şarkıcısı da oldu ama her zaman kaliteli bir adamdı, ne oldu ki şimdi yani? Yine o danışma kurulu. Bir kimlik ediniyorsa onun dışına çıkmamalı. Biz de yaşadık bunları ama ortaokulda.
BEN TEKEŞLİYİM
# Türkçe rock yapanlar aşktan söz ettiklerinde genellikle, kadınlara, ‘Sorumluluk alamam’ diyor. Senin parçaların böyle değil.
Benim hayatım da öyle değil zaten. Bir senedir İstanbul’da oturuyorum ama o tür şeylerden uzak duruyorum.
# Şarkılarında acılı, romantik, uzun süren aşklar anlatıyorsun... Senin kuşağında böyle yaşanıyor mu?
Daha az ama yaşanıyor. Aslında müzik tüketenler ortalama 18-19 yaşlarında, o yaşlarda yaşanmasa bile böyle aşklar aranıyor demek.
# Kızlar kendilerine böyle bir şey söylenmesini ümit ediyor değil mi?
Evet, evet, ümit edip alma durumu olabilir.
# Kız arkadaşın var mı?
Yok ama buna kimse inanmıyor.
# Yok, kız arkadaşı olmamak, birine bağlanmak istemiyorum anlamına da gelebiliyor.
Benimki öyle değil, tekeşli biriyim ben.
# Bunu genç kızlara bir müjde olarak yazacağım!
röportaj. Ayşe Düzkan | |
| | | eaaaa
Mesaj Sayısı : 117 Yaş : 32 Nerden : Tekirdağ-çorlu Kayıt tarihi : 31/12/08
| Konu: Geri: emre aydın röportajlar Çarş. Mart 18, 2009 10:24 am | |
| bir tanede bn koyim
Bazı şarkılar vardır ki, onların herkes tarafından sevilip söylenmesi için öyle çok büyük promosyon ve tanıtım çalışmalarına gerek kalmaz. Onlar bir şekilde dilden dile dolanır ya da dikkat çekmeyi başarır. Kimi internet aracılığıyla şehir efsanesi tadındaki öykülerle, kimi iyi ve kaliteli hazırlandığı belli olan bir albümün içinde� İşte o şarkıların en �afilisi� ve en yenisi hangisi desem, mutlaka onun adını sayacaksınız. Emre Aydın ve yalnızlık nasıl �aldatan bir kadın kadar düşman�dır sorusunun etrafında yaptığımız söyleşi aşağıdaki satırlarda. Gözlerindeki zeka pırıltıları kolayca görülebilen, gündemden haberdar, kelimeleri yalnızca şarkılarda değil, konuşurken de özenle seçen bu genç adamın, �aman da ne kadar güzel şarkılar yazmış� Fakat pek bir depresif� diye sunulması haksızlık bence. Peki nasıl biriymiş öğrenmek istiyorsanız, buyurun keyifle okuyun�
�Yalnızlığın afilisi� nasıl olurmuş sayende öğrendik. Bir de Emre Aydın kimdir onu öğrenelim.
- 1981, Isparta doğumluyum. Aslında Antalyalıyız ama ailemin memuriyeti dolayısıyla orada bulunuyormuşuz. Şu anda ailem Antalya�da. İlkokulun bir kısmını Isparta�da okudum, sonra Antalya�da devam ettim. İzmir � Dokuz Eylül Üniversitesi İktisat Bölümü�nü bitirdim. İlkokulda bağlama çalardım, ortaokulda gitara dönüştü. Okul gruplarıyla pilav günlerinde sahneye çıkardım. İlk profesyonel diyebileceğim adım, 2002�de yapılan �Sing Your Song� yarışmasında aldığım birincilik ile oldu. Bu birincilik, bir yıl sonra iki kişiden oluşan 6.Cadde Grubu�nun ilk albümünün çıkmasını sağladı. Ancak şanssızlık eseri albüm çıktıktan hemen sonra plak şirketi kapandı. Tabii İzmir�e geri döndük. Grubun diğer üyesi Onur, müziğe profesyonel olarak devam etmeme kararı aldı. Böylelikle yalnız kaldım. İkinci albüm için şarkılarımız neredeyse hazırdı. Ben devam edeceğim dedim ve okul sonrası İstanbul�a geldim. Altı ay kadar albümün hazırlanması sürdü. Bir altı aylık bekleme süresi� Ekim başında ise �Afili Yalnızlık� albümü çıktı.
6.Cadde zamanından seni tanıyan çok insan var. Bu bekleme süresinde de sana bayağı destekleri olmuş. Hatta o kitleyi sakinleştirebilmek adına, bir klip çekip internet sitende yayınlamışsın.
- İnsanlar 6.Cadde�den Emre Aydın�a dönünce müziğimi merak ettiler. Biz de �bu albümde bunun gibi bir şarkı� demek üzere bir şarkıyı internete verdik. Şarkı beklemediğimiz kadar çok sayıda indirilince klip de çektik. Aslında bu klip sadece o fan-klüp için yapıldı. Ancak internet ortamında bayağı dağıldı.
Bu şarkı bu kadar sevilmiş olmasına rağmen sen neden çıkış şarkısı olarak Afili Yalnızlık�ı seçtin?
- Albümün teması olan yalnızlığı çok iyi özetliyor bu şarkı.
�Afili� ilginç bir kelime, yalnızlığı bu kelimeyle sıfatlandırmak da çok alışılmış değil. Hep böyle değişik tanımlar yapmayı sever misin?
- Kullanırım. Hatta bazen babam; �Osmanlıca kelimeler kullanıp durma, benim neslim bile kullanmıyor bunları� diyor. Bazen sokak ağzı, bazen eski Türkçe kelimeleri kullanırım.
Albümde yalnızlık şarkıları hakim. Albümde bir bütünlük olması neden senin için önemli?
- Bir albüm aldığımda, içinde her türlü duygu varsa ben rahatsız oluyorum. Bu göreceli bir durum tabİi, bu benim kişisel görüşüm, öylesinden hoşlanmıyorum. Albümün bir bütünlüğü olsun isteyince, elimde de yalnızlık temalı çok şarkı olunca albümün genel ruh hali böyle oldu.
Albümün dikkat çeken şarkılarından biri de daha önce Umay Umay�ın seslendirdiği �Hareket Vakti� coverı.
- Çok sevdiğim bir Barlas şarkısıdır Hareket Vakti. Albümdeki gitme - kalma durumuna da çok uygun olduğunu düşündüm.
Afili Yalnızlık�ta acı çeken ama acıdan biraz da hoşlanan bir ruh hali seziyorum ben. Yanlış mı?
- Bu acıdan zevk alıyorum durumu bütün albümde var ama mazoşistlik derecesinde değil. Sinirli de bir şarkı Afili Yalnızlık; ölsem, kaçsam gitsem diyor. Depresif ama morali bozulduğu için kendini salmayan, hatta bu acıları katalizör olarak kullanan birinin söylemleri var şarkılarda. Arada bir �şarkılar ne kadar arabesk� yorumları da geliyor ama bunlar �yerlerde sürünüyorum� diyen şarkılar değil, yani arabesk değil.
Bir de genel kanı olarak, dinleyenlerin en çok sevdiği bir bölüm var şarkıda. Hangisi olduğunu biliyor musun?
- Sövdüm kısmı mı?
Evet. Okuduğum ve duyduğum yorumlar bu yönde, sen de duymuş muydun?
- Hayır. Ama ben de en çok o bölümü seviyorum.
Albümün geneline bakınca iyi yazılmış sözler var. Ve bence bir söz yazarı olarak iddialısın. Peki bir vokal olarak kendini iddialı görüyor musun?
- Ben söze de, müziğe de, vokal performansına da aynı özeni göstermeye çalışırım. Kendimi dinlerken ne çok iyi şarkı yazmışım, ne de çok iyi söylemişim diyorum ama ortaya çıkan şey, beni şu an tatmin ediyor. İyi bir albüm yaptım.
Alışılmışın dışında bir klip Afili Yalnızlık�ın klibi. Peki madem iddiadan bahsediyoruz, öyle sorayım. Emre Aydın kendini klipte göstermeyecek kadar iddialı mıdır?
- Yon Thomas bize senaryoyu getirdi, güzel bir senaryo dedik. Şebnem Dönmez�den de onay alındı. İlk başlarda, olur mu canım öyle şey, abartıyorsunuz dendi ama bu bir riskti ve bizce alınmalıydı. Albüme ve şarkıya güvenin bir göstergesidir Emre Aydın�ın bu klipte yalnız 1 - 2 saniye görünüyor olması� Ama yanlış anlaşılmasın, biz müthiş bir iş yaptık diye ortalıkta dolaşmıyoruz. Netice var ortada, şu an albümüm en çok satan ikinci albüm. Mesela 6. Cadde albümü hiç tiraj yapamamış olmasına rağmen bana göre albümde 4 - 5 tane iyi şarkı vardı. Bu albümün de tirajı iyi olmasaydı yine ben, iyi bir albüm yaptık diyecektim. Bir şarkının ve klipinin sevilip beğenilmesi için illa damlarda kafa üstü dönen dansçılar, yarı çıplak mankenler falan olması gerekmiyormuş.
Kliple ilgili çok konuşuldu, başlarda lezbiyen bir ilişki mi var acaba dendi. Bir kadın aşk mektupları yazıp, bir kadının adını yazdığı bir zarfa koyuyor�
- Evet, başta bu yanılgıya düşüldü. Ama sonradan anlaşıldı, aslında o mektuplar kadının kendisine gönderdiği mektuplar�
Bir de zarfın üzerinde yazan isim konusu var. Acaba birine gönderme yapılıyor mu diye merak ediliyor.
- Arzu Aydınoğlu. Ama gönderme yok, o uydurma bir isim ve adres.
İnsanlardan gelen yoğun beğeni sonrasında seninle bir çok röportaj yapıldı. Bunların çoğunda yalnız ve depresif bir adam portresi çizildi senin için. Nedir bu durum, bu kadar depresif bir adam mısın sahi sen?
- Bu durum beni de rahatsız etti açıkçası. Tamam ben depresif bir adamım. Öyle çok sosyal biri de değilim, evde vakit geçirmeyi severim. Gün içinde modumun düştüğü bir - iki saat mutlaka olur. Zaten öyle zamanlarda şarkı yapmaya ve yazmaya çalışıyorum. Ama çok asosyal, tamamen depresiflik dışında başka hali olmayan biri de değilim.
Depresiflik beraberinde tersliği de getirir. Sen ters bir adam mısın?
- Sebepsiz yere terslik çıkaran biri değilim, daha çok sakin olmaya çalışırım. Söylediğim zaman şaşırırlar ama biraz sinirliyimdir. Ama durduk yere kimseye sarmam. Genelde kimseyi kırmamaya çalışırım. Çünkü, böyle bir şey olduktan sonra o mevzu kapansa dahi benim kafamda kapanmaz, pişmanlığını yaşarım.
Yalnızlığa şarkılar yazmak ve söylemek, �ben çok mutlu bir aşk yaşıyorum� diyen şarkılar yazmak ve söylemekten daha mı asil, daha mı �cool� ?
- Evet, öyle aslında. �Ben çok mutluyum, yaşasın aşk, en büyük aşk� diyen şarkılar pek asil durmuyor ama bir dinleyici olarak bana göre� Ben hayatımda hiçbir zaman mutlu bir aşk şarkısını çok sevmedim. Bu galiba yapısal bir durum. Bence hem dinleyici olarak, hem de şarkı yazmaya çalışan biri olarak, yalnızlığa şarkılar yazmak daha asil.
Galiba bu biraz da aşkın kendisiyle alakalı. Hani aşk ulaşılamaz, imkansız olduğunda, daha fazla aşktır. Ne dersin?
- Evet, öyle sanırım.
Yaşadıklarını yazan biri olduğunu söylediğini okumuştum. Peki ya günün birinde çok mutlu bir aşk yaşarsan ne olacak? O zaman ne yapacaksın?
- Herhangi bir sebepten mutluysam yazmıyorum ki zaten. Mutlu olunca sırıtırsınız. Mesela ben şarkılarımı yazarken, ışık az olur, biraz mutsuz bir modda olurum. Mutlu olunduğunda zaten tadı çıkarılır ki� Aslında ben mutlu bir aşk yaşayacağıma pek ihtimal vermiyorum bu koşuşturma içinde� Olursa da başımın üzerine yeri var tabii:) Ben mutlu aşk şarkısı dinlemiyorum, sevmiyorum da� Mutlu bir aşk yaşarsam da şarkı yazmam başka bir şey yaparım herhalde.
Uzun zamandır karşılaştığım en iyi şarkı sözleri olduğunu söyleyebilirim seninkilerin� Sendeki durum çok okuyan mı, çok görüp geçiren mi?
- İkisi de aslında� Bu albümde yer alan, bir ilişkinin bitmesiyle gelen yalnızlıkta söylenen şarkılarım, tek bir kişi için yazıldı. 6. Cadde albümünde yer alan şarkılar da aynı kişiyedir. Hani çok görüp geçirmek gerekmiyor. Bir tane sağlam görüp geçirirseniz, yeter. O malzemeyi verir zaten o. Ama bu tabiî ki okumakla da alakalı.
Rock müzik yapan erkek şarkıcılarda genelde �tek bir kadına bağlı kalamam, bağlanma sorunlarım var� diyenler çoğunlukta. Sen bu bağlanma konularına nasıl bakıyorsun?
- Ben bağlanmaktan korkmuyorum. Herhangi bir şeyimi kaybetmiyorum bağlanınca. Zaten Louis Aragon demiş ki; �mutlu aşk yoktur, tersini de ispat eden olmamıştır.� Bu yüzden bu bağlanma korkusu diye bir şeye takılmadım hiçbir zaman. Kaldı ki yanımdaki insan benim için yeterince değerli değilse, yanımda olmasın zaten. İlla hayatımda birisi olsun diye birini hayatıma sokmam. Hayatıma 3 - 5 gün, bir haftalık birisinin girmesi bir şey kazandırmıyor ya da girmeyince de bir şey kaybetmiyorum. Sadece aşk için değil, her konuda, bağlanacak kadar değer vermediğim biri benim hayatımda neden olsun ki? Bu sadece zaman kaybı olur. Ya sadece cinsel birliktelik yaşarsınız, ya da herhangi bir şey üzerine konuşmuş olursunuz. Bir şeyin acıtması ya da mutlu etmesini, hiçbir şeyin olmamasına tercih ederim. Asla her şeyi kontrol edemiyorsunuz, o yüzden başkalarının ya da çevrenin sizin hayatınıza dahil olduğu durumları kontrol etmek için değişik hareketler yapmak, korkup uzak durmak, canım acımasın diye duvarlar örmek mantıklı değil.
Biraz daha sana özel şeylerden bahsedelim, yakın çevrendeki arkadaşların kimlerdir, neler yaparsınız bir araya geldiğinizde?
- En yakın arkadaşım Fadıl�la beraber geldik İstanbul�a. Benimle çalışan �grgdn� şirketine girdi o da. Aynı evde kalıyoruz. Her şeyimi bilen arkadaşım odur. Şiir kitabı okumayı seviyorum. Atilla İlhan ve Edip Cansever�i okumaktan büyük keyif alırım. Eğlenmek için arkadaşlarımla herhangi bir yerde olmam yeterli.
Kova burcusun, mantıklı, zeki ve genelde duygularıyla hareket etmeyen insanlardır kovalar. Bir de kolay fikir değiştirmezler, sende durum nasıl?
- Önyargılı değilimdir, yeni fikirlere de açığımdır ama kolay fikir değiştirmem. Bir sanat okulunda, �Sanatın yarı ciddi, yarı ciddiyetsiz hallerde yapıldığını, kişiye idrak ettirebilmek için bu okulun yapıldığına� dair bir yazı görmüştüm. Şarkıların yapımı önce duyguyla başlıyor ama işin içine düzenlemeler ve diğer şeyler girince, biraz daha mantık güdümlü olunuyor. Hatta iyice teknik kısmını konuşursak, tam bir matematik olduğunu söyleyebilirim. Sadece mantıkla da olmaz tabii, o zaman fabrikasyon olur. Gündelik hayatta da aynı durum geçerli ama şapşallıklarım da olur hani. Normal şartlarda bana zarar verdiği için hayatımdan çıkarmam gereken insanları, sırf değer verdiğim için çıkarmadığım olur. Ama bir süre sadece�
Emre Aydın kimleri dinler?
- Brit - pop dinlerim. Oasis�i severim. Placebo en sevdiğim gruptur. Trip - hop dinliyorum. Trence ve house müziğe kadar elektronik müzik seviyorum. Ondan sonrasını benim kafam kaldırmıyor. Türkiye�den de Vega�yı seviyorum. Gripin�e bayılıyorum.
Bir röportajında Orhan Gencebay ve Müslüm Gürses�i severek dinlediğini okumuştum. Nerden geliyor bu sevgi?
- Bir kere ben herhangi bir müzik türüne kötüdür denilmesinden büyük rahatsızlık duyuyorum. Özellikle de entelektüel kesimde� Orhan Gencebay�ı severim. Özellikle klasiklerinin 2. CD�sini çok severek dinlerim ve orada acayip kaliteli bir iş olduğuna dair her türlü tartışmaya girerim. Büyük bir ustalık duyuyorum orada. Hani şimdi Müslüm Gürses alternatif bir albüm yaptı, ne oldu değişti mi? Hayır. Aynı vokal tekniği, aynı ses� Kayıt daha güzel o kadar. Müslüm Gürses aynı Müslüm Gürses. O halde neden daha önce tu-kaka diyenler şimdi dinliyor. Yani biz müziği herhangi bir çatıya ait olmak için mi dinliyoruz? Bir şey iyiyse iyidir, değilse de her zaman iyi değildir. İşin şekli değil, özüdür önemli olan.
Albümün çıkmadan önce kişisel web siten aracılığıyla şarkıların internet üzerinden dinlenilebiliyordu. Bu korsan ve mp3 olaylarına nasıl bakıyorsun?
- Korsan olayı göründüğünden daha derin bir şey. Yani evindeki bilgisayarında CD kopyalayıp tezgahta satıp, eve ekmek yasaküren insanlar değil bunu yapanlar. Bu, organize bir iş artık. Bir hırsızlık sektörü oluşmuş durumda. Bunu dinleyici önler sadece. İnsanlar sevdikleri isimlerin orijinal albümlerini alsınlar ki, bu bir sonraki albümün altyapısına zemin oluştursun.
İnternet sitende çok güzel şiirlerini okudum. Onlarla ilgili bir projen var mı?
- Bundan sonraki ilk işim o, kışın bir kitap hazırlamayı istiyorum. | |
| | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 178 Kayıt tarihi : 02/09/08
| | | | nakşiye
Mesaj Sayısı : 194 Yaş : 30 Nerden : maraş Ruh Hali : Kayıt tarihi : 15/03/09
| Konu: Geri: emre aydın röportajlar Çarş. Mart 18, 2009 3:20 pm | |
| | |
| | | eaaaa
Mesaj Sayısı : 117 Yaş : 32 Nerden : Tekirdağ-çorlu Kayıt tarihi : 31/12/08
| Konu: Geri: emre aydın röportajlar Çarş. Mart 18, 2009 7:56 pm | |
| bişi deil daha koycaktım ama işim vardı çıktım yakında yine koyarım | |
| | | nakşiye
Mesaj Sayısı : 194 Yaş : 30 Nerden : maraş Ruh Hali : Kayıt tarihi : 15/03/09
| Konu: Geri: emre aydın röportajlar Çarş. Mart 18, 2009 8:02 pm | |
| | |
| | | Ezqi
Mesaj Sayısı : 52 Yaş : 27 Nerden : iZmiR Ruh Hali : 40 dk ders yAp yAp BiTmez 10 dk teneFFüs dedikoDuya yeTmeZ x))) Kayıt tarihi : 18/03/09
| Konu: Geri: emre aydın röportajlar Çarş. Mart 18, 2009 8:03 pm | |
| saqoL..! bişi sorcam bu sitede hiç kız yokmu ya?? | |
| | | nakşiye
Mesaj Sayısı : 194 Yaş : 30 Nerden : maraş Ruh Hali : Kayıt tarihi : 15/03/09
| Konu: Geri: emre aydın röportajlar Çarş. Mart 18, 2009 8:08 pm | |
| | |
| | | emre <3 leyla
Mesaj Sayısı : 2 Ruh Hali : emre aşıqı Kayıt tarihi : 26/06/10
| | | | Admin Admin
Mesaj Sayısı : 178 Kayıt tarihi : 02/09/08
| Konu: Geri: emre aydın röportajlar Paz Ağus. 08, 2010 11:50 pm | |
| TşekkrLer btnLermm ) <3<3 | |
| | | | emre aydın röportajlar | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|